Neden 'üç tavsiye' diyemeyiz? İngilizce'deki sayılabilen ve sayılamayan isimleri süpermarket alışverişi mantığıyla bir kerede anlayın
İngilizce öğrenirken, kaşlarınızı çatıveren şu durumla hiç karşılaştınız mı:
'Three dogs' (üç köpek) diyebiliyorken, 'three advices' (üç tavsiye) neden diyemiyoruz? 'Two books' (iki kitap) diyebiliyorken, 'two furnitures' (iki mobilya) neden diyemiyoruz?
Bu 'sayılabilen' ve 'sayılamayan' isim kuralları, sanki ezberlenmesi gereken bir yığın tuhaf kuralmış gibi gelir ve genellikle insanı çileden çıkarır.
Peki ya size bunların arkasında aslında çok basit, sezgisel bir mantık olduğunu söyleseydim? O karmaşık dil bilgisi terimlerini unutun, sadece süpermarket alışverişi yapar gibi düşünmemiz yeterli.
Alışveriş sepetinizdeki ürünleri 'tek tek mi alıyorsunuz' yoksa 'bir bütün olarak mı'?
Hayal edin, bir süpermarkette alışveriş yapıyorsunuz. Süpermarket ürünleri temelde iki şekilde alınabilir:
1. Tek tek sayılabilen ürünler (Sayılabilen İsimler)
Raflarda, bazı şeyleri doğrudan elinizle alıp, bir, iki, üç diye sayıp alışveriş sepetinize koyabilirsiniz.
- Elma (apple):
an apple
(bir elma) alabileceğiniz gibi,three apples
(üç elma) da alabilirsiniz. - Ev (house):
a house
(bir ev) sahibi olabilirsiniz. - Arkadaş (friend): “How many friends do you have?” (Kaç arkadaşın var?) diye sorabilirsiniz.
Bunlar sayılabilen isimlerdir. Tekil ve çoğul biçimleri vardır, doğrudan sayılarla ifade edilebilirler. Tıpkı süpermarketlerde tek tek sayılabilen ürünler gibi, basit ve nettirler.
2. Sadece bütün olarak sayılabilen ürünler (Sayılamayan İsimler)
Şimdi, başka bir bölüme geldiniz. Buradaki şeyleri tek tek tutamazsınız.
- Su (water): 'Üç su' diyemezsiniz, bunun yerine 'bana
a bottle of
water' (bir şişe su) veya 'some
water' (biraz su) dersiniz. - Pirinç (rice): Pirinci tek tek saymazsınız, bunun yerine '
a bag of
rice' (bir çuval/torba pirinç) dersiniz. - Şeker (sugar): '
a spoonful of
sugar' (bir kaşık şeker) ifadesini kullanırsınız.
Bunlar sayılamayan isimlerdir. Genellikle bir bütün, bir yığın veya bir madde olarak kabul edilirler; örneğin sıvılar, tozlar, gazlar veya soyut kavramlar (bilgi knowledge
, sevgi love
gibi).
Tek tek sayılamadıkları için genellikle çoğul biçimleri yoktur (waters
veya rices
demezsiniz) ve miktar sormak istediğimizde “How much...?” kullanırız.
- How much water do you need? (Ne kadar suya ihtiyacın var?)
- He gave me a lot of advice. (Bana çok tavsiye verdi.)
İngilizce Süpermarketindeki 'Özel Ürünler'
Evet, en kritik kısım burası. Bazı şeyler, kendi dilimizde tek tek saymaya alışkın olduğumuz halde, İngilizce süpermarketinde 'bütün olarak satılan' kategorisine girerler.
İşte asıl kafamızın karıştığı yer burası. En sık karşılaşılan şu 'özel ürünleri' aklınızda tutun:
- advice (tavsiye)
- information (bilgi)
- furniture (mobilya)
- bread (ekmek)
- news (haber)
- traffic (trafik)
- work (iş)
İngilizce'nin mantığına göre, advice
ve information
su gibi akışkan, bir bütün halindedir, bu yüzden 'an advice' diyemezsiniz, bunun yerine 'a piece of
advice' (bir tavsiye) demeniz gerekir. furniture
ise masa, sandalye, yatak gibi şeyleri içeren bir kolektif kavramdır, bu yüzden kendisi sayılamazdır.
Bir başka klasik örnek: hair
(saç).
hair
başınızdaki tüm saçları ifade ettiğinde, pirinç gibi bir bütün olarak sayılamazdır.
She has beautiful long hair. (Uzun ve güzel saçları var.)
Ama çorbanızda bir kıl bulduğunuzda, bu durumda tek başına çıkarılabilecek 'bir kıl' haline gelir, yani sayılabilir.
I found a hair in my soup! (Çorbamda bir kıl buldum!)
Dil Bilgisi Kurallarının İletişim Kurma İsteğinizi Engellemesine İzin Vermeyin
'Süpermarket alışverişi' mantığını anladıktan sonra, sayılabilen ve sayılamayan isimler bir anda çok daha tanıdık gelmiyor mu?
Bu mantık, durumların %80'ini anlamanıza yardımcı olabilir. Ama nihayetinde, dil iletişim kurmak içindir, dil bilgisi sınavlarını geçmek için değil. Gerçek sohbetlerde en çok korktuğumuz şey küçük bir hata yapmak değil, hata yapmaktan korktuğumuz için konuşmaya cesaret edememektir.
Sohbet ederken bu küçük detaylar hakkında fazla endişelenmenize gerek kalmadan, kendinizi ifade etmeye odaklanmanızı sağlayacak bir araç olsaydı ne kadar iyi olurdu, değil mi?
İşte Intent adlı sohbet uygulaması tam da bu sorunu çözmeyi hedefliyor. Dahili güçlü yapay zeka çevirisi sayesinde, dünyanın dört bir yanındaki arkadaşlarınızla sohbet ederken dilinizi anında daha doğal ve akıcı hale getirmenize yardımcı olur. İstediğiniz gibi yazabilirsiniz, Intent akıllı bir asistan gibi anlamınızın doğru bir şekilde iletilmesini sağlar.
Dil bilgisi kurallarıyla boğuşmak yerine, doğrudan sohbete başlayın.
Bu yüzden, bir dahaki sefere bir isimle karşılaştığınızda kendinize sormayı unutmayın: Bu şey İngilizce süpermarketinde 'tek tek' mi satılıyor, yoksa 'bir bütün' olarak mı? Bu küçük zihinsel değişim, İngilizce öğrenme yolculuğunuzu aydınlatacaktır.
Ve dünya ile sohbet etmeye hazır olduğunuzda, Intent bariyerleri yıkmanıza ve kendinizi güvenle ifade etmenize yardımcı olacak en iyi yol arkadaşınız olacaktır.